Kıvılcım Ural, geçtiğimiz kasım ayında ilk albümü ‘Rüya Raporları’nı çıkardı. Albümün tamamı onun söz ve bestelerinden oluşuyor. “Mükemmel bir insan değilim, bu yüzden arada düşünsel manada kendimi masaya yatırır; ameliyat ederim” diyen Ural’la kendini ve müziğini konuştuk.
“İnsan, kendi dünyasını ifade edebileceği bir alan bulunca mutlu hissediyor.” Bu sözler ‘Rüya Raporları’ albümünün sahibi Kıvılcım Ural’a ait. Birçoğunuz ‘albüm çıktıysa niye kliplerini ekranda görmüyoruz?’ diye sorabilirsiniz. Kliplerini izleyebilirsiniz ama internetten. Kıvılcım, günümüzde televizyonun çoğalarak bittiğine inanıyor. Daha doğrusu televizyon için klip çekmek aklına gelmemiş. İnternet için hazırladığı 7 klibi var; video sitelerinde izlenmekte… Albüm 12 şarkıdan oluşuyor ve birçok şarkıyı kendi bestelemiş. “Şarkılarımı kafamın içindeki orkestraya borçluyum” diyen Kıvılcım’ı size uzunca anlatmak istedim ama sonra düşündüm ki, ‘kendi anlatsa çok daha iyi olacak’.
“İstanbulluyum ve 23 yaşında herhangi birisiyim. Öyle bir yerdeyiz ki, hep de burada hiç de. Bu şehirde çok hikâye var. İroniden ve paradokslarından faydalanıyorum. İnsanın bir yapı gibi değil de, kendi kendini inşa ettiğini düşünürüm. Hikâyelerimi müzik ile ifade ediyorum. İçim-deki müziği keşfettiğimde, henüz kendimden haberim yoktu. Müzik; yolumun kesiştiği bir olgudan daha çok, beynimde ve kalbimde yanıp sönen bir parçam gibidir… Bir dönem İzmir’de konser salonunda çalışmıştım. Sahnedeki sanatçının perde arkasında nasıl davrandığını, neler yaşadığını, herhangi bir problemle nasıl başa çıktığını gözlemlerdim. Görünmeyeni merak eder, esas hayat hikâyesi düşünür, üzerine kafamda karakterler yazardım. Bu çok iyi bir öğreti oldu bana.”
RÜYA RAPORLARI
“Rüya Raporları esasen bir demo. Günümüzde var olan kimi plastik müziklere bir tepki duruşunda. Uyanışın öyküsünü anlatan bir derleme. Çok gerçek, olabildiğince amatör ve sade. Albümün içindeki birçok şarkıyı 17-22 yaş arası besteledim. O yüzden bu zamanda ortaya çıkabildiği için mutluyum. Bir de ‘Rüya Raporları’ en çok kendime yaptığım bir ironi. Ben bu albüm kadar sade ve yalın değilim çünkü… Hali hazırda bir Rock grubum var. Onlarla kayıt etmeyi tasarlarken, demoyu albüm olarak sunma fikri daha çekici geldi. Bu nedenle, olabildiğince rafine kalması için özen gösterdik. Çiçek çocuk dönemi gibi düşünün, çıplak ayaklarla 3 gün 3 gecede kayıt ettik. Türkiyenin en iyi Rock gruplarından Kreş’ten tanıdıgınız Serkan Ferat ile beraber yıllardır müzik birliğimiz var. Aranjörlüğünü, Serkan üstlendi. Kayıtları Berk Kula ve Kargıcı yaptı. Motivasyon ekibimden memnundum.
Albüm akustik ama sahnemizde akustik bir şey yok; üç kişiyiz zaten. Ben bir yandan da davul çalıyorum. Sahnede yaptığım birçok yenilik var. Buna bir örnek verecek olursak, benim sahnem, açık sahne. O an eline gitarını alıp şarkı söylemek isteyen bir müzisyen varsa aramızda, sahneye çıkıyor, şarkısını söylüyor ve iniyor. Keşke ülkemizde benim başlattığım bu durum gelenekselleşse. Biraz rahat olsalar. Çok güzel insanlar var etrafta… Sahne ve müzik dışında fotoğraf çekiyorum, resim yapıyorum. Mükemmel bir insan değilim, bu yüzden arada düşünsel manada kendimi masaya yatırır; ameliyat ederim. Bayramlarda huzur evlerini ziyarete giderim. Televizyon seyretmeyi iki yıl önce bıraktım. Çünkü huzurumu alıkoyuyor. Bu günlerde müzik çalışmalarımdan eve döndüğüm zamanlarda kendi markam için şapka tasarlıyorum. Benim hayatta görev bildiğim öğrenmek ve yoktan var etmek... Herkesin hayalleri kendine değil mi?
Hayalim iyi bir sinema filminde oynamak, kabare yapmak…”
Emine Bıyık - Akşam
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder